30 Ocak 2016 Cumartesi

Şirin Hatun'un Hüseyin Ağa






Şirin Hatun'un Hüseyin Ağa

1871-1934 Yılları arasında yaşamıştır.


Çorum Gökçepınar köyündendir.

Çevrede saygın, namlı bir Dededir, Hacı Bektaş Veli Dergahına bağlıdır.

Birinci cihan savaşında doğu cephesine asker toplayıp gider. Çelebi Büyük Cemalettin Efendiyle

Hüseyin Ağa Yüzbaşı rütbesiyle döner.

Atatürk 19 Mayıs 1919 da Samsun'a çıkınca yanındaki bir gurup ile beraber gider Atatürk'ün emrine girer.

Köyü Gökçepınar'a 1926 yılında Okul yaptırır.
Türbesi köyün alt tarafında yapılıdır. Türbenin etrafına 1987 yılında çam ağaçları dikilmiştir.




***

Çevrede bir çok söylenceleri anlatılagelir.

Eskiekin köyü: Çorum'a bağlı bir köydür, Turgut köyü, Palabıyık köyü tarafında bir köydür.

Şirin Hatun'un Hüseyin Ağa duyar ki, Eskiekin köyü Alevi yoluna soğumuş, görgü, sorgu, cem, musahiplik, seyrekleşmiş, yapılmıyor.

Bir gün o yöredeyken aklına gelir.

Varır köye girer, köy meydanında oturur. Yanına gelenlerin evine davet etmesine de itibar etmez.

Köylüler başına toplanır, onlara öğüt verir, nasihat eder, anlatır, söyler, kalkar gider. Kimseye misafir olmaz.

Hüseyin Ağa gibi çevrede sevilen, sayılan, önemsenen bir kişinin
gelmesi onları etkiler.

Dolayısı ile Eskiekin köyünde, cem, cemaat, yol, erkan canlılık kazanır.
Bu olaydan sonra Köylüler karar verirler,  Şirin Hatun'un Hüseyin Ağa'nın oturduğu yerde toplanırlar sohbet ederler, muhabbet ederler, orayı kendileri için kutsarlar.

Günümüz de hala Şirin Hatun'un Hüseyin Ağa'nın oturduğu yerde,
lokması olanlar getirir, orada gelenler ile paylaşırlar

  ***

Türkiye'nin
Doğu tarafından bizim yörelere yaz aylarında çalışmaya gelen aileler var, çadırlarda kalır ırgatlık harman, çapa gibi işlerde çalışarak para kazanmaya çalışırlar.

Gökçepınar köyüne gelenlerden birisinin küçük çocuğu hastalanır, Doktora götürme parası da yoktur

Rüyasında: Bir kişi,< Ben şuradaki türbede yatan kişiyim, korkma çocuğun iyileşecek> der.
Adam uyanır ki, çocuk kalkmış oynuyor.

Elindeki bir çıkına cebinde olan bozuk paralarını koyar bağlar, Köyün muhtarına gider.< Ben rüya gördüm, bu elimdeki paraları o türbeye koyacağım bana yardım et> der.

Muhtar da o günlerde Hüseyin Ağanın yanındaki çeşmenin su başını kazmış köye su almaya çalışmış, bazı kişiler <olmaz> diyerek karşı görüş bild
 irmiş, Muhtarda öylece bırakmış, o yüzden olsa gerek. Adama anahtarı vermiş, ''Ben gitmem işte anahtar git aç gir'' demiş. Adam gider girer para koyar anahtarı geri getirir verir.








***

Naime Nayman Ana Anlatıyor:

''Dedemin türbesinin anahtarı bizde var, lazım olur diye köyde de bir ailede var.

Biz gittik köye anahtarı Çorum'da unutmuşuz, aklımıza geldi geri dönmedik, nasıl olsa o ailede var diye. Gittim, çaldım kapıyı, özür dileyerek < Dedemin türbesinin anahtarını ben evde unutmuşum, sizde vardı, alabilirmiyim> dedim.

Gitti anahtarı getirdi bana verdi, sonra: < Naime  sana bir şey söyleyeceğim> dedi < Buyur > dedim

< Rüyamda, Hüseyin Ağa beni çağırdı, siz buralara geliyorsunuz gidiyorsunuz. Gelenlerin bazıları buraları kirletiyor, biz rahatsız oluyoruz, gelenlere söyle kirletmesinler.> Dedi.

Naime ekliyor:

<Ben bir şey diyemedim ama. Biz kimlere nasıl söyleyelim, herkes kendi düşünmesi gerek, zaten temiz bakılıyor. Gelenler bilen kişiler, herkes elinden geldiğince temizliği yapıyor.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder