24 Mart 2017 Cuma

Dua İle Olmuyor




Ses Kayıtına ilişkin!
Çoğaltıp Dağıtmak

Bu din adına başkalarına dini konularda dua öğretmenin  dini bilgi vermenin sevap olduğunu düşünenlerin, sevap kazandığını sanan, cennete gitme heveslilerinin yaptığı bir sistemdir.
Bu duaları çoğaltmak başkalarına ulaştırmak, onların da çoğaltarak başkalarına ulaştırmasını korkutarak ya da telkin ederek sağlamaya çalışmak, kişiye kendi isteğinin dışında zorlamayla yaptırmak olur.
Benim çocukluğumda mektup şeklindeydi. Yazıp çoğaltıp bilmem kaç kişiye ulaştırmazsanız, başınıza felaket gelir, diye korkutuyorlardı. Şimdi ses kayıtına dönüşmüş.
Örnek olan ses kayıtında; Hazreti Zeynep neden başından geçen bu olayı yazıp halka dağıtmasını istesin. Onun ya da onların reklama ihtiyacı yoktur. İnancımıza göre onlar istediklerinin rüyasına girerler, istediklerine istediği şeyi söylerler ya da yaparlar.
Zeynep ana Kerbela'da Hazreti Hüseyin'in yanında idi, Hz. Hüseyin ve yanındaki eli kılıç tutanlar öldürülünce, Kalan kadın ve çocuklara Hazreti Zeynep önderlik yaptı. Yazit'in huzuruna oradan Medine'ye kadar onlara koruyuculuk yapan Alevilerin sevdiği önemli kişilerden birisidir.
Öyle bana gelmedi, sözümü tutmadı, umursamadı diye kimseye kızacak kadar, zarar verecek kadar boş birisi değil. Hazreti Fatıma ile Hazreti Ali'nin kızı dolayısı ile. Hazreti Muhammet'in torunudur. Onu övmek, onu yüceltmek onun yerini makamını, mertebesini yükseltmez. Onu yermek, aşağılamak, küçümsemek de onun yerini, makamını, mertebesini düşürmez. Onu sevmek, kişinin kendisine çeki düzen vermesine imanını sağlamlaştırmasına vesile olabilir. 
Fakire verince zengin oluyor. Fakir ne yapmış ki zengin oluyor. Emek vermeden, çalışmadan zengin olmak helal dahi sayılmaz ki, Hazreti Zeynep razı olmaz.
Zengin insan umursamayınca servetini yitirmiş. Onlar beni umursamadı diye insanlara zarar vermezler.
Bu ermiş kişiye yakışmaz. Ermişlerin bir kişiye zarar vermesi için; İnsanlara zarar veren, zalim, gaddar, din düşmanı, çok kötü bir kişi olacak ki zarar versin. Kaldı ki; öylesi kişileri dahi Allaha havale etmeyi seçiyorlar. Daha çok af edicidirler.
Başkalarını korkutarak dua etmeye, daha başkalarını zorlamaya teşvik etmek yanlıştır.
Halbuki, Kuran da. ''Dinde zorlama yoktur'' diye ayet vardır.
<Ben rüyamda filanca veliyi, ya da ereni gördüm böyle dedi, böyle yapmazsan sana zarar verir>Sözü doğru değil.
Erenler, kimseye zarar vermezler. İnançları, ahlakları, terbiyeleri, konumları gereği vermezler, veremezler. Verirlerse eren olamazlar. Zarar vermek kötülerin işidir, kötü karakterli, kötü ahlaklı kişilerde Eren olmaz olamazlar.
Onlar lazım olduklarında, çağrıldıklarında yardıma gelir. Hızır ve Evliya; inancımız gereği; darda zorda kalanların çağırıldıklarında yardıma gelirler. Halk arasındaki deyimle; < Hızır kendi gelmez eli gönderir> yani bir tanıdık çıkar gelir yardımı yapar.

Başka bir yanı ise: Kul olanın Allah'tan başkasından istek isteyemeyeceğidir. Allah kendisine eş koşulmasını şirk sayar. Yani Allah kendisinin yerine başka bir şey yada kişi konulmasına izin vermez. O zaman; istek, yardım ve dileklerini Allah'tan başkasından isteyenler, İslam inancına göre doğru yapmıyorlar. Belki Allaha torpil yapmış konumuna düşüyorlar ki; bu da olmaz olamaz.
Şöyle ki; Her şeyi veren Allah ise, kişi bir Veli den istekte dilekte bulunuyorsa veli veremeyeceğine göre, Veli Allaha söyleyecek, filanca kulun dileği var onu ver, diyecek. Bu da Allah ile Kul arasına aracı konulmuş oluyor, biz de buna torpil diyoruz.
Zaten Veliler hep Allah için çalışan, insanlara doğru diye bildiği yolu gösteren, iyiliği, güzelliği buyuranlardır.
Zarar vermezler, faydalı öğütler, nasihatlar, bilgiler verirler, iyiliği güzelliği buyururlar.

Dua İle
Mektup çoğaltarak göndermek

Dua ile olsaydı istekler dilekler, duayı mektupla göndermekle olsaydı, okuyup üflemekle olsaydı, İslam ülkeleri, Müslümanlar, bilimde teknikte, buluşta Dünya ülkeleri içinde ileride olurlardı.
Dua ile olsaydı Ermişler, Dervişler, zengin olurlardı, çocukları aileleri yoksul olmazlardı.
Dua ile olsaydı Muska yazanlar, Kuranı iyi anlayıp yazanlar, arapca yı, duaları iyi anlayanlar, bir birlerine gönderirler, isteklerini, dileklerini gerçekletirirlerdi.
Afganistan'da, Irak'ta, Suriye'de, Bombalara karşı bu duaları kullanacak hiç mi Müslüman yok.
Açlığın, susuzluğun kol gezdiği, Yemen'den Kuzey Afrika'ya kadar İslam ülkelerinde bu duaları bilen bir kişi dahi yok mu?
Bu duaları en iyi bilen, Allah'a sözü en çok geçen Peygamber Hz. Muhammet'dir. Bir çok savaş yaptı. Neden dua ederek halletmedi problemleri? onca insanların ölümüne razı oldu.
 Kuran ya da Kuran'daki ayetleri, duaları bilmeyenler, ya da Allah'a inanmayanlar, aç susuz, yoksul, bilimde teknikte buluşta, kültürde çok gerilerde olurdu.
Bilim adamları, her şeyi Allah'a, duaya bıraksalardı, insanlık ilerleyemezdi.
Allaha iş bırakılsaydı, insanlık; At'ı öküzü, ineği, eşeği, köpeği evcilleştirmeseydi, hepsi, Tilki gibi zürafa, gibi yabani olacaklardı, insanların işine yaramayacaklardı. insanlar, çiftçilikte, bağda bahçede faydalanamayacaklardı.
Meyveyi, sebzeyi Allaha bıraksaydı, olgunlaştıramayacaklardı, suyunu, çapasını, gübresini vermezse aşılamasını yapmazsa, sebze cılız, ham, olacak.
Bunları yapmadan Allah nasıl verirse kabul edilseydi, gelişme olmazdı, belki insanlarda cılız çelimsiz kalırdı.
Öte yandan: Allah demiri yarattı ama o demiri, Arabaya, uçağa insan aklı dönüştürdü. Allah cereyanı yaptı ama; Elektriği, lambayı insan, insan aklı dönüştürdü.
Allah sesi konuşmayı yarattıysa; onu Radyo ile televizyon ile, cebimizdeki telefonla insanlığın hizmetine insan aklı sundu.
Dua ile, yazıp dağıtmakla olsaydı; İslam aleminin en ulu bildiği kişiler Arap ülkelerinde yaşadı, Bütün İslam Peygamberleri, mezhep kurucuları, ya da mezarları, türbeleri orada. Milyonlarca onlardan istekte, dilekte bulunanlar bu dualar ile dediklerini neden yaptıramıyor.
Hangi teknoloji, hangi icat, hangi hastalığın ilacı, hangi bilimsel buluş Müslümanlar tarafından bulundu. İstisnalar var elbet, ama; Japon'lar ile, Kore'liler ile, Amerika'lılar ile yani, Gavur, dediği, Kafir dediği  toplumlar ile boy ölçüşemiyorlar.
Ay'a gitmekten tutunuz, cebimizdeki telefona kadar, ameliyat cihazlarından tutunuz, baş ağrısı hapına kadar Müslüman olmayanların buluşu.

Mısır Firavunlarının mumyalanmaları, takvim ve, bir çok buluşlar, İslamiyet'ten önce.
Diğer taraftan Kaderi, Lehvi mahfuz, Kurandaki bazı ayetler neden var.
Kran'a göre Levh-i mahfuz denilen Kitapta önceden yazılıdır.
Allah o kitapta yazdıysa bunu dua etmekle kullar nasıl değiştirecek. Değiştirebilirse; Allah'ın dediği olmamış olur.
Kuran:

57/22- Yeryüzünde ve kendi nefislerinizde uğradığınız hiçbir musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan önce, bir kitapta (Levh-i Mahfuz’da) yazılmış olmasın. Şüphesiz bu, Allah’a göre kolaydır.

10/61- (Ey Muhammed!) Sen hangi işte bulunursan bulun, ona dair Kur’an’dan ne okursan oku ve (ey insanlar, sizler de) hangi şeyi yaparsanız yapın, siz ona daldığınızda biz sizi mutlaka görürüz. Ne yerde, ne de gökte, zerre ağırlığınca, (hatta) bu zerreden daha küçük veya daha büyük olsun, hiçbir şey Rabbinden uzak (ve gizli) olmaz; hepsi muhakkak apaçık bir kitapta (Levh-i Mahfuz'da yazılı) dır.

11/6- Yeryüzünde hiçbir canlı yoktur ki, rızkı Allah’a âit olmasın. Her birinin (dünyada) duracakları yeri de, (öldükten sonra) emaneten konulacakları yeri de o bilir. Bunların hepsi açık bir kitapta (Levh-i Mahfuz’da yazılı) dır.

22/70- Bilmez misin ki kuşkusuz Allah gökte ve yerde ne varsa hepsini bilir. Kuşkusuz bunların hepsi bir kitapta (Levh-i mahfuz’da)dır. Şüphesiz bu Allah’a göre çok kolaydır.

36/12- Şüphesiz biz, ölüleri mutlaka diriltiriz. Onların yaptıklarını ve bıraktıkları eserlerini yazarız. Biz her şeyi apaçık bir kitapta (Levh-i Mahfuz’da) bir bir kaydetmişizdir.